CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Üç Fidan Darağacına Giderken Basında Neler Yazıldı?

Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idam kararı 2 Mayıs 1972'de Senato'da onaylanmasından sonra gündem hızlandı. Devrimciler idamları engellemek için eylemlere başladılar. O günlerin Milliyet gazetesinden aktarıyoruz.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası, 16 Mart'ta yakalanmışlardı. Yargılanmaları hızla tamamlandı, 9 Ekim 1971 günü Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Mahkeme haklarında idam kararı verdi. Millet Meclisi 11 Mart 1972 günü 53 ret, 6 çekimser, 238 kabul oyuyla idam kararını onadı.
Kararlar, 17 Mart 1972 günü de Cumhuriyet Senatosu'ndan geçti. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) usul ve esas yönünden itirazları süreci biraz uzattı ancak engelleyemedi.
Yaşar Kemal, Erdal Öz, Altan Öymen ve Onat Kutlar gibi aydınların öncülüğünde bir imza kampanyası da yürütüldü. Ancak yanıt alınamadı.
Yargı ve sivil dayanışma hamleleri başarılı olamamıştı. Deniz'lerin idamına geri sayımın hızlandığı günlerde Mahir Çayan ve arkadaşları eyleme geçti. Ünye Radar Üssü'nden rehin aldıkları üç teknisyenle Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde muhtarın evindeyken kuşatıldılar. 30 Mart 1972 günü tarihe Kızıldere Katliamı olarak geçen acı olay yaşandı. 2 Mayıs 1972 günü idam kararı bir kez daha Senato'ya sunuldu. Ve Deniz'lerin idamına geri sayımın hızlandığı günler yaşanırken o dönemin olaylar basınına şöyle yansımıştı.
3 Mayıs 1972 Senato İdamları yeniden onayladı
Denizlerin idamına üç gün kala Milliyet gazetesi birinci sayfadan soruyordu "Ne olacak". Senato'nun idamlara onay verilmesi haberinde "CHP'li Zihni Betil ölüm cezasının bir fayda sağlamayacağını ileri sürdü; fakat önergesi reddedildi" spotu kullanıldı. Haberin son cümlesi şöyleydi: "Oylamada 34 muhalife karşı 111 olumlu oy kullanılmıştır".
4 Mayıs 1972 Boğaziçi uçağının kaçırılması
Deniz'lerin idamını Senato'dan da onaylanınca, dönemin deyişiyle dört "anarşist" (Yaşar Aydın, Nuri Akça Sefer Şimşek ve Mehmet Yılmaz), İstanbul - Ankara seferini yapan Boğaziçi uçağını kaçırdı. Uçak İstanbul - Ankara seferi yapıyordu. Yalova üzerinde kokpite ellerinde silahla giren Yaşar Aydın ve arkadaşları uçağı Sofya'ya yönlendirdi.
Milliyet adına olayı Sofya'da izleyen o günlerde muhabir olan Sami Kohen'in haberinin başlığı şöyleydi: "Yolcular uçağın içinde, alanda bekliyor". Sami Kohen haberin girişinde olayları gelişimini aktardıktan sonra gözlemlerine yer veriyor: "Anarşistlerden biri uçak Sofya havaalanına indikten yarım saat sonra elinde tabancayla çıktı. Bulgarlarla görüştükten sonra Türkiye Elçisi Nihat Dinç ve diğer sefaret mensupları ile görüştürüldü. Kaba bir lehçe kullanan 25 yaşlarındaki zayıf, gür saçlı ve bıyıklı hava korsanı, ismini ve kimliğini açıklamak istemedi.
Uçak Sofya Havaalanı'na indiğinde, iki ülkenin de istihbaratı ve yetkilileri görüşmelere başlamıştı bile. Yolcular, uçuş ekibi ve dört devrimci uçakta 36 saat beklediler. Görüşmeler umulan sonucu vermeyince dört "hava korsanı" teslim oldu, uçak boşaltıldı. Şimşek yıllar sonra verdiği bir röportajda, "Sizi teslim olmaya iten neydi" sorusuna "Her şeyin bittiğini, ereğimize ulaşamadığımızı anlamıştık" diye yanıtlayacaktır.
5 Mayıs 1972 "Anarşistler teslim oldu. Yolcular döndü."
Milliyet gazetesi eylemin sonlandırıldığı haberini yine manşetten verdi. Haberde şöyle deniyordu: "Boğaziçi uçağını Sofya'ya kaçıran dört anarşist ileri sürdükleri şartların hepsi Türk hükûmeti tarafından reddedilince, 61 yolcuyu serbest bırakmışlardır. Dört anarşist Bulgaristan'a iltica etmişlerdir.
5 Mayıs 1972 "Komutana suikast"
Aynı gün Milliyet'in üst manşetinde "Jandarma Genel Komutanına dün suikast yapıldı" haberi vardı. Haberde Org. Kemalettin Eken'in evinden çıkarken "dört anarşist"in baskınına uğradığı ve ayağından yaralandığı bilgisi veriliyordu.
Boğaziçi uçağının kaçırılması eylemi idamları durdurmaya yetmeyince Türkiye Halk Kurtuluşu Ordusu (THKO) üyesi Hasan Ataol, Ergun Adaklı, Sefa Asım Yıldız ve Niyazi Yıldızhan'dan oluşan grup, 4 Mayıs günü jandarma genel komutanı orgeneral Kemalettin Eken'i kaçırma girişiminde bulundu.
Ancak işler ters gidince çatışma çıkmış Niyazi Yıldızhan olay yerinde hayatını kaybetmiş, Sefa Asım Yıldızhan ise yaralı olarak yakalanmıştı. Gazetede Yıldızhan'ın üzerinden "Küçük bir kangal ip, 20 lira, Rus ya da Çek yapımı üç tabanca ile bir el bombası ve 30-40 tane de mermi çıktığı" yazıyordu.
6 Mayıs 1972 "İnfaz memurları emir bekliyor"
Denizler 6 Mayıs'ta manşette değildi. Birinci sayfanın ortalarında "3 İdamla ilgili kanun dün yürürlüğe girdi" başlığı vardı. Haberde şunlar yazıyordu: "Anayasal rejimi değiştirmek amacıyla Türk Halk Kurtuluş Ordusu adında gizli bir örgüt kurarark anarşik eylemlere girişen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmeleriyle ilgi kanun dün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ankara İnfaz Savcılığı 'Dosya Adalet Bakanlığından geldikten sonra' cezaları yerine getirilecektir," deniyordu. Bu haber devletin idamları ivedilikle yapılacağının göstergesi gibiydi
İstanbul - BİA Haber Merkezi 07 Mayıs 2011

21 Temmuz 2013 Pazar

Mahir ve Deniz’in kitapları suç delili

CHP manisa Milletvekili Özgür Özel ve malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın da aralarında bulunduğu 6 ankara sincan F tipi cezaevi’ne konulan Gezi tutuklularını ziyaret etti. Heyet tarafından hazırlanan rapordadelil olarak alınanlar arasında bir adet PSP oyun konsolu, kürtçe ve lazca CD’ler ile mahir çayan ve deniz gezmiş kitaplarının da bulunduğu bilgisi yer alırken, polislerin tutukluların her birine gözaltı sırasında, “25 kişi alınacak, sizi tanıyoruz, sizi aldık” dediği belirtildi.
Raporda, bir Gezi tutuklusunun heyete, “Başbakan’ın listesindekiler toplanıyor, CHP de bu tutukluları ziyaret ediyor. CHP’nin listesi aynı Schindler’in listesi gibi. O listeye girenler kurtuluyor” dediği de yer aldı.
Murat Bozkurt, evinde yapılan aramada, tatil için satın aldığı su altı gözlüklerinin, kullanmadığı bir harddiskin, Odak dergisinin ve bir adet gri gömleğin suç delili olarak alındığını belirtirken, cezaevine girişi sırasında pantolonu indirilerek arama yapıldığını kaydetti. Bozkurt, gözaltı sırasında polislerin kendisine, “ÇHD’li avukat tutarsanız tutuklanırsınız, başka avukat tutun” dediklerini ifade etti.
Yadigar Vuruşaner ise, “Evimde yapılan 2,5 saatlik aramada Kürtçe ve Lazca müzik CD’lerine de el kondu. Hâkim, Kürtçe CD’ler için, ‘Bunlar gerilla müziği, o nedenle yasadışı’ dedi. Tutanağımda, ‘patyayıcı madde imalatı, yağma,hırsızlık’ gibi maddeler vardı, fark etmeyip itiraz etmesem benim üzerime kalacaktı” dedi. Yusuf Bahtiyar Özkan, “Evimde yapılan aramada 33 CD, 1 dergi, 3 de kitap aldılar. Kitapların isimleri, ‘Mahir Çayan’, ‘Deniz Gezmiş’ ve ‘Mahir-İbo-Deniz’” dedi.
istanbul Gezi Parkı protestolarına destek için adana’da yapılan eylemlere katıldığı ileri sürülen 15’i çocuk, 35 kişi hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Asliye Ceza ve Çocuk Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, şüpheliler hakkında 8’er yıla kadar hapis cezası istendi.
MİLLİYET 21 Temmuz 2013

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Devrim Gazetesi’nin Deniz Gezmiş’le Yaptığı Röportaj

Atatürk’ün, “Tam bağımsızlık” ülküsünü kendilerine şiar edinen devrimci gençleri sindirmek için cinayet tedbirlerine kadar varan planlar yapılıyor şu günlerde. Tertipçilerin baş hedeflerinden biri de gençliğin önde gelen liderlerinden Deniz Gezmiş, son olayları şöyle yorumladı:
- Türkiye ekonomisi tam bir çıkmaz içindedir. Zamlara rağmen, bütçenin açığı 2,5 milyardır. Bu, tutucular koalisyonunun iflasını açıkça ortaya koymuştur. Tutucu güçler, egemenliklerini uzun süre devam ettiremeyeceklerini anlamış olmanın telaşı içindedir. Devrimci gençlik eylemini engellemek için tertiplere girişmeleri bundandır. Fakat umduklarının tersi olmuş ve bu olaylar bizi daha örgütlü, daha disiplinli ve daha güçlü eylemlere hazırlamıştır. Tertipleriyle gençliği ordunun karşısına düşürmek hedefine ulaşamadıkları gibi, devrimci gençlik eylemi, Mustafa Kemal’ci zinde güçler saflarını biribirlerine kenetlemiştir. Mustafa Kemal adı, geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağıza dolaşır olmuş, forumlarda Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. Emperyalistler ve işbirlikçileri, Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinin geniş kitlelerde ve bütün zinde güçlerde yankılanmasından korkmuşlardır bugün.
- Gençlik eylemleri içinde önemli bir yerin var ve tutucu güçler senin okuldan atılmış olmanı sürekli istismar konusu ediyorlar. Bu durumda senin söyleyeceklerin neler?
 Üniversite öğrenimi yapmak Anayasa’nın verdiği bir haktır. Öğrenci olarak devrimci mücadeleye katılmak ise, Mustafa Kemal’in bize yüklediği bir görevdir. Dünyanın bütün gericileri biraraya gelseler bu hakkımızı ve görevimizi elimizden alamayacaklardır.
- Mustafa Kemal’in gençliğe yüklediği devrimci görevler nelerdir, biraz daha açıklar mısın?
Türkiye ilk Kurtuluş Savaşı’ndan 50 yıl sonra tekrar yarı-sömürge durumdadır. Ve Kemalist bir Cumhuriyetin başına anti-Kemalist politikacılar geçmiştir. Politikacı, anti-Kemalist karşı devrim hareketine yeşil ışık yakmaktadır. Bu koşullarda gençlik, emperyalizme ve anti-Kemalist gidişe karşı verilen savaşta somut olarak ön safta bulunmaktadır. Elbette tarihi önderlik sorunu ayrı bir konudur. Bugün için gençlik, mümkün olduğu kadar geniş halk kitlelerini emperyalizme karşı mücadeleye katmak için devrim ci eylemde bulunacaktır. Kemalist Devrim tamamlanacak ve onun emperyalizmle çelişen bütün milli sınıf ve tabakalara maledilmesi sağlanacaktır. Gençlik bütün Kemalist güçlerle yek vücut olmak zorundadır.
- Halk kitlelerini emperyalizme karşı mücadeleye katmak için gençliğin dayanışma içinde bulunacağı Kemalist güçler kimlerdir?
 Bugün Türkiye’de Kemalist Devrim’in bekçiliğini yüklenen güçler arasında başta ordu, 27 Mayıs’ı yapan güçlerin önemli bir yeri vardır. Anti-Kemalist karşı devrim hareketine karşı gençlik bütün zinde güçlerle eleledir. Emperyalizmin işbirlikçileri gençlik ile öteki zinde güçlerin arasını açmak istemektedir. Fakat aynı inançta olan, yani emperyalizmi kovmuş, feodal unsurları tasfiye etmiş bir Kemalist Türkiye isteyen bu ilerici güçlerin arasını anti-Kemalist karşı devrimi tezgahlayanlar açmayı başaramayacaklardır
- Emperyalizme karşı nasıl bir mücadele verilecektir?
 Bugün Amerikan emperyalizmi saldırganlık yolunu seçmiştir. Buna karşı biz de, emperyalizmin parmağının bulunduğu her yerde ona karşı aynı silahlarla mücadele yolunu seçtik: tıpkı Mustafa Kemal’in 50 yıl önce yaptığı gibi. Emperyalizm bugün millici güçleri tasfiye etmek için listeler hazırlamakta ve bütün kurumlarımıza elini uzatmaktadır. Bizse onları defterden sileli çok oldu. Milli kurumlarımıza uzanan elleri de kırmakta kararlıyız
- Bazı çevreler bu görüşleri, “devrim yobazlığı” sayıyorlar. Bu sence nasıl açıklanabilir?
Devrimcilik demek halk dalkavukluğu demek değildir. Her şeyden önce devrimcilerin görevi halkın önünde gitmek, halkın gerçek özlemleri için mücadele etmektir. Halk için düzen değişikliği isteyen gençliğe halk karşıdır gibi saçma bir iddiayla Kanlı Pazarları görmezlikten gelen ve gerçek devrimciyi yobazlıkla suçlamaya kalkışan tatlısu devrimciliğine özenmiş politikacı, aslında tutucu güçler koalisyonunun usta propagandalarının esiri olmaktadır. Politikacı, “halk kızar” diye, halk düşmanlarının uşaklığını yapmaktadır. Değirmenköy, Elmalı, Göllüce köyleri, davalarını desteklediğimiz bu topraksız köylüler bize hiç kızmadı, aksine gençliği bağrına bastı. Demir Döküm işçileri de öyle yaptı. Devrimci gençliği halkçı görünüp, egemen sınıflara göz kırpan tatlısu devrimcisi politikacı anlamaz ama işçi ve köylü anlar. Devrimci gençlik de onlara dalkavukluk etmez, gerçek kurtuluş yolunda onlarla birlikte mücadele eder. Hem egemen sınıflara göz kırpan oy goygoyculuğu, hem devrimcilik olmaz. Bugün bizi devrim yobazı olarak nitelendiren birkaç CHP yöneticisi Ortanın Solu tabanını temsil etmemektedir. Anti-Kemalist karşı devrimcilerin yanında yer alan bu birkaç yöneticiyle ortak bir mücadele söz konusu değildir. Fakat şuna inanıyoruz ki, tam bağımsızlık isteyen dürüst Ortanın Solu tabanı Kemalist bir Türkiye’nin kurulması için bizimle birlikte mücadele edecektir.”
Devrim Gazetesi - 23 Aralık. 1969